DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Haziran ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Ralf Rothmann, bireysel sorunlar ile savaş, ırkçılık, taciz, tecavüz ya da çalışma hayatının zorlukları gibi toplumsal sorunları, farklı kuşakların birbirini etkileyen hikâyeleri üzerinden tartışıyor romanlarında: ‘En zor iş, bir şeyi dünyaya getirmektir. Yok etmeyi, öldürmeyi her geri zekâlı becerir.’”
1930’larda erkek gibi giyinen bir kadının yarattığı skandalı, dönemin gazete kupürlerinden ve arşivlerden derleyen Serdar Soydan’ın Manşetlerden Gaipliğe adlı kitabı, Sel Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde basılıyor. Soydan’ın kitaba yazdığı sunuşu Tadımlık olarak sunuyoruz…
“…işte o hiyerarşik yapı adım adım alta doğru ilerliyor. Başörtülü kadın olmak bir alt katman, kadın olmak başka bir katman, Mardinli olmak bir başka katman, Arap ya da Kürt olmak başka bir katman, kadın çalışıyor olmak başka bir katman, o bile yani kadın çalışmaları yapmak bile aslında başka bir ötekileştirmeye neden olabiliyor.”
"Kısa öyküler yazmıyor Kadir Işık, öykünün odağını dağıtmadan metnin atmosferini daha güçlü biçimde hissetmemizi sağlayacak betimlemeler ve kişileri biraz daha yakından tanımamızı sağlayacak diyaloglar konusunda dili sıkı değil, olay örgüsü de genellikle gerilimli olmakla beraber hareketli. Gelgelelim, kimi zaman daha sıkıştırılmış bir anlatımı yeğliyor."
"Bilsart’ta Nazlı Pektaş’ın küratörlüğünde Sibel Horada ve Berat Işık’ın birer videosunun sergilendiği Na/Mütenahi Hürriyet sergisi, çığırından çıkmış bir zamanda adalet, özgürlük, eşitlik gibi kavramların kültürdeki, tarihteki ve algıdaki yeri üzerine düşünmeye zorladı bizi."
"Köy sadece iktisadi gelişme, kalkınma, yozlaşma, sömürü gibi konularda yazarların fikirlerini ortaya koyabilecekleri bir sahne işlevi görmez, başka iki konuda da edebiyatçılar için kullanışlıdır. Cinsellik ve halkla aydın arasındaki uçurum."
"Dünyanın Güçlü Tarafı sadece hatırlamak, unutmak, hafıza üzerine bir roman değil; roman kişileri başlarına gelenlerin, hatırladıklarının ve unutamadıklarının etkisiyle farkında olarak ya da olmayarak çok daha geniş bir çerçeveye uzanan sorulara yanıt ararlar roman boyunca – zaman, ölümlülük, sonsuzluk, boşluk…"
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk sorularımızı cevaplıyor, yayıncılığın ulusal ve uluslararası problemlerini anlatıyor. Bu krizin aşılması için dünyada neler yapılıyor, Türkiye’de neler yapılmalı, neler yapılabiliyor?
Şair Saramago'nun şiirleri de tıpkı romanları gibi okunduktan sonra kolay kolay unutulacak türden değil... Belki de Neşe'nin çevirmenleri Işık Ergüden ve Zarife Biliz ile çeviri süreci üzerine konuştuk...
Hem kitap çok satsın hem de bütün kârı bana kalsın şeklindeki mantık, köle emeği kullanma özleminin ifadesinden başka bir şey değildir. “Çevirmene bu kadar para mı verilir” lafını rahatlıkla edebilen yayınevi patronlarının olduğu bir çağda yaşıyoruz...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık